Biz, Kuvayı Milliye’nin evlatlarıyız!
Biz, bağımsızlık aşkıyla yanan, esareti reddeden bir milletin mirasçılarıyız!
“Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim!” – Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bu topraklar, emperyalist çarkların altında ezilmeyecektir! Çünkü biz, tarih boyunca hiç kimsenin boyunduruğunda yaşamayı kabul etmemiş bir milletiz. Bizim mücadelemiz, yalnızca bir kurtuluş savaşı değil, bir varoluş savaşıdır—fikrin, iradenin, aklın ve onurun zaferidir!
Gençliğe Hitabe’de verilen emir açıktır:
Bu vatanı koruyacak olan, “bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış” olsa bile, yılmayan, teslim olmayan bireylerdir! Cumhuriyet’in temelleri, işte bu bilinçle atılmıştır.
Bugün, yeni bir savaşın içindeyiz. Artık cepheler sadece sahada değil, ekonomide, bilimde, kültürde ve fikirde verilmek zorunda! Sömürge aklı, yalnızca ordularla işgal etmeye çalışmaz, zihinleri teslim almaya çalışır. Ancak bizim fikrimiz hür, irfanımız hür, vicdanımız hürdür!
Atatürk’ün mirası sadece bir sistem değil, bir aydınlanma hareketidir. Eğer biz bağımsız düşünmeyi, üretmeyi ve kendi değerlerimizle kalkınmayı unutursak, yeni bir esaret dönemi bizi bekler! Bugün bize düşen görev tam bağımsızlık ilkesini yeniden hayata geçirmek, ekonomik ve kültürel boyunduruktan kurtulmak, kendi sanayimizi, teknolojimizi ve medeniyetimizi inşa etmektir.
“Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.”
Bugün, yabancı sermayeye muhtaç kalmış her sektör, yeni bir işgalin kapısını aralamaktadır. Bağımsızlık, yalnızca sınırları korumakla değil, üretimi ele almakla mümkündür!
Cumhuriyet bizden vazgeçmez, biz de Cumhuriyet’ten vazgeçmeyeceğiz!
Biz Kuvayı Milliye ruhunu taşıyoruz!
Biz, Atatürk’ün devrimleriyle aydınlanmış, bağımsızlık yolunda yürüyen gençleriz!
Bugün, her kelime bir mücadeledir.
Bugün, her çaba bir direniştir.
Bugün, her adım Cumhuriyet’i yeniden yaşatmaktır.
Ne mutlu Türk’üm diyene!